Kalbimde siyahın bin bir tonu, peşimde karanlıklar, içimde mezarlıklar, gözlerimde korku.
Kaçmak istediğim bir yer, kaçamadığım tek yer.
Gitmem diyenlerin mezarlığıydı içimdeki, kulağımda karga sesleri, içimde, öttüğü leşleri.
Çok karanlık, korkuyorum.
-Eğer içinde yaşayan bir kalp bile yoksa dağılmaz bu karanlık.-
Güneşimi hediye ettim. Bana her gün gece artık.
-Güneşim çoktan yerini geceye bırakıp başka kalpleri aydınlatmıştı.-
(Bir o kadar umurumda ve bir o kadarda değil, bir parçası hala ruhumda ve bir parçası değil.)
Geceden ışık istediğimde bana gözyaşımı sundu. İçimde ne zaman biri kaybolsa hep geceye ağladım, gece parladı gözyaşımla.
O siyahlığından sıyrılıp, içimde mezarlığı bulunanlardan emanet aldım geceyi.
Parladı gözyaşımla, bu saatlerde geceler, acıma hep tam geçeler. Emanet edilen geceler, hepsi ölüme gebeler.