Kendi içimde bir yerim yok, çok yerim var.
Beni kabul etmediğim zaman, gidebilirim başka bir yere. Anlamanı beklemiyorum. Anlatmaktan yorgunum. Başlar ve biter. Hırpalama kendimi. Seni hiç üzmek istemedim. Çok korktum (parlayan o şey hep dursun istedim)
Çok kaybetmekten,
Çok kaçtım.
Söndürme kendini.
Bugünlerde dünya tersine döndü sanki. Yokuş yukarı koşmaya çalışıyoruz. Yanlışlıkla başka bir evrene geçiş yapmış gibiyiz. Çok sevdiğim şeylerden bile delicesine korkuyorum. Daha dün gökyüzüne bakıp uçan kuşlara gülümserdim. Bugün birlikte uçup ses çıkarmalarında farklı anlamlar arıyorum. Bol yıldızlı gecelerde geceye yakışır şiirler yazamamak olurdu tek düşündüğüm. Şimdi bir araya gelmelerinden korkuyorum. Ah o her bir tonuna şiirler yazılan tan vakti. Bugünlerde onun bile her tonu ayrı anlam.
Çok sevdiğim şeylerden bu denli korkarken aklıma geldikçe içimi titreten gündem felaketlerinden bahsedemiyorum bile. Ne yapacağını şaşırmış bir şekilde günlerim geçiyor. İşin kötü yanı düşünmek için daha fazla zamanım var artık. Bir korku silsilesi aldı beni gidiyor. Bugünümden, yarınımdan korkuyorum. Ama daha beteri dünümden korkuyorum ben. Yaşamamış olmaktan. Yaşayamamış olmaktan. Bir kez daha anlıyorum söyleyemediğim cümlelerin omzumdaki ağırlığını. Belki son sabahtır; belki de bahardır. Rüyamdan daha güzel bir karanlık istemem. Bende bırakacağın tek izin bu olması dileğiyle.