Kadının yani yalnızlığın söyledikleri karşısında Ekrem tek kelime bile edemedi. Gaipten sesler duymaya başladı ve aniden bu ssler ilk başta belli belirsiz geliyordu. Sonra yavaş yavaş anlaşılır olmaya başladı derken sallandığını hissetti sanki deprem oluyordu. Yalnızlık, Ekrem’in haline gülmeye başladı. Ekrem hayatında hiç böylesine korkmamıştı. Hem deprem oluyordu ya da bilmediği bir nedenden dolayı titriyordu, hem konuşamıyordu hemde deli gibi korkmuştu. Aniden çok yüksek bir ses tonuyla bedeni tekrar irkildi. 

• Uyan, uyansana Ekrem. 
• Ne, nasıl, nasıl yani şimdi ben.. 
• Aklına şaka yaptığını falan mı sanıyorsun oğlum kalk hadi. 
• Ben, ben buraya.. hayır, oradaydım ama nasıl yani şimdi buradayım. 
• Ekrem kendine gel oğlum daha fotoğraf çekilmeye gideceğiz dalga geçmeyi bırak ta hazırlan hadi.. Kahvaltı yapacağız mutfağa gel. 
• Tamam. 

Ekrem tamam demişti demesine ama neler olup bittiği hakkında en ufak bir bilgisi yoktu ve o şokta gibiydi. 

• Buda neyin nesi be.. ben dün gece o kadınlaydım, o sokakta beraberdik yani bu nasıl rüya olur, nasıl, nasıl, nasıl olur... 
• Hadisene Ekrem gecikeceğiz. 
• Saçmalama Sedat biz hep gecikiriz. 

Elini, yüzünü yıkadıktan sonra mutfağa geçen Ekram arkadaşı Sedat’ın yüzüne sinirli sinirli bakıyordu. 

• Bak Sedat çok ciddi bir şey soracağım sana ve bana adam akıllı cevap vereceksin tamam mı? 
• Daha demin yaptıkların adam akıllıca şeyler değildi ki oğlum. Ben seni daha önce hiç böyle görmedim. Ama üstelemeyeceğim merak etme. Anlaşılan kötü bir rüya gördün yani neyse. 
• Sen dün gece bizden ayrıldıktan sonra beni kafeye bırakmadın mı ? 
• Sen ciddi misin ya ? 
• Şaka yapıyor gibi mi görünüyorum. 
• Tamam Ekram şimdilik boş ver lütfen. Akşam bir mekana gider detaylı detaylı konuşuruz olur mu? Hadi şimdi hızlıca kahvaltı yapalım da hazırlanıp çıkalım. 

Hazırlanıp çıkarlar.. Arabada giderlerken Sedat’ın telefonu çalar. 

• Aaa Melek arıyor.. O fotoğrafçı kız. 
• Sedat hani varmıştınız, hani bizi bekliyordunuz. Niye yalan söylüyorsun. 
• Aslında biz çoktan gelmiştik ne var ki arkadaşım telefonunu unutmuş yani bilirsin, bizde gidip aldık şimdi geliyoruz, iki dakika bir şey kaldı. 
• Tamam bekliyorum, görüşürüz. 
• Görüşürüz. 
• Ekrem arabada nasıl uyuyabiliyorsun anlamıyorum be oğlum. Ekrem kalk geldik.. Ekrem.. 
• Tamam be kardeşim ne dürttün öyle oyar gibi.

 Sedat gülünce Ekrem de sanki zoraki gülüyormuşçasına gülmeye başlar. Gülüşleri tebessüme dönüşürken arabadan inerler. Anlaştıkları yazlık evin bahçesinde, sandalyede oturan Melek’i görürler yanında bir arkadaşı daha vardır. Sedat hızlıca ve kısık sesle konuşmaya başlar:

 • Bunlar geçen seferkinden daha profesyoneller oğlum. Bugüne kadar çekildiğin fotoğrafları unut. Hem belki de birini ayarlarsın sen. 
• Saçmalamayı kes yoksa giderim Sedat.

 Sedat anlamsızca bir kahkaha patlatır.

 • İlahi Ekram adamı gülmekten çatlatırsın vallahi. Şöyle ani espiriler yapma. 
• Ben hala sabah yaşadığım olayın etkisindeyim yani o rüya mıydı ? Hala anlam veremiyorum. 
• Dedim ya dert etme, diye akşam konuşacağız. Şimdi surat asmanın zamanı değil. Lütfen, neşelen biraz kardeşim. 
• Tamam, denerim.

 Yanlarına gittiklerinde Melek ve arkadaşı ayağa kalktı ve Melek:

 • Hemen başlasak olur mu ? Hadi hemen başlayalım, bugün bir ton işimiz var.

 İnanamayıp daha da yaklaşır ve daha da yaklaşır, Ekrem.

• Ekrem - Siz yalancılar.. bana dün gece ne içirdiniz doğru söyleyin. 
• Melek - Senin derdin ne çocuk niye dibime girdin ? 
• Sedat - Ekrem, şakaysa bu sefer güldürmedi ? 
• Ekrem - Hadi hadi yemezler. Bu, bu dün gece beni yanından aldığın kadın. 
• Melek - Sen ne saçmalıyorsun be.. Evliyim ben aptal. 
• Sedat - Hadi ya.. buna bende şaşırdım bak. Ekrem, sende kendine gel ya da iyi hissetmiyorsan git arabada bekle. Lütfen Ekrem, lütfen.

 Melek’in arkadaşı Züleyha da konuşmaya katılır:

 • Züleyha - Ekrem di değil mi ? Çok garip gelecek ama umarım yanlış anlamazsın ben bugün rüyamda seni gördüm galiba. 
• Melek - Lütfen bari sen yapma Züleyha. 
• Züleyha - Evet, evet sendin rüyamda gördüğüm.

 Ekrem, hiç oralı olmaz. 

• Sedat - Bütün bu saçma konuşma hiç yaşanmamış gibi kendi konumuza dönsek daha iyi olmaz mı ? 
• Melek - Bence de, hadi biran evvel başlayalım. 
• Ekrem - Benim keyfim kaçtı siz gidin. Ben arabaya geçiyorum. 
• Melek - Ne halin varsa gör. 
• Sedat - Lütfen, başlamayalım yine. 
• Melek - İçeriye geçiyoruz, gelirsin. Hadi Züleyha. 
• Züleyha - Peki. 
• Sedat - Tamam, geleceğim.

 Fotoğrafçılar içeriye geçerlerken Sedat iki elini Ekrem’in omuzlarına koyarak söze girer: 

• Bak Ekrem kusura bakma, şaka yaptığını falan sandım. Yoksa bilirsin fotoğraf nedir ki. Ben şimdi içeriye gidip şu işi iptal edeyim ve gidip uzun uzadıya senin olayını konuşalım. 
• Sabahtan beri beklediğim buydu aslında ama buraya kadar gelmişken boş ver beni, hem arabada biraz uyuklarım belki. Belki de ihtiyacım olan tek şey uykudur. Yani sende biliyorsun ki babam beni deli gibi çalıştırıyor. 
• Ee oğlum Komfiya dünya teknolojilerinin varisi olmak kolay mı, heheeyt bee canım kardeşim benim. Sen şimdi üzme kendini arabaya geç ben hemen geleceğim hatta gel evde dinlen istersen. 
• Tamam ama dinlenmeye geliyorum eve girince fotoğraf falan deme sakın bana. 
• Yok, yok demem. 

Eve girdiklerinde fotoğrafçı Melek ve Züleyha’yı her yerde didik didik aradılar ama bulamadılar. Bu onları çok ürkütmüştü, çünkü eve gelen tek yol vardı ve fotoğrafçıların, arabalarının da olmadığını fark ettiler. Ekrem ve Sedat birbirlerinin yüzündeki korkuyu okuyorlardı. Ekrem eliyle “gidelim” işareti yaptı ve koşar adımlarla çıkıp arabaya doğru gittiler. Arabaya biner binmez oradan uzaklaştılar ve Ekrem eğlenceli bir şarkı bulmak için hemen radyoyu açtı.

 • Sedat, ne oldu orada ? 
• Bende bir şey anlamadım boş ver müziğin sesini aç. 
• Tamam.

 Derken, Sedat’ın telefonu çalmaya başladı ve arayan melekti.

 • Alo, Sedat içerde ağaç ettiniz ve basıp gittiniz mi ? Dalga mı geçiyorsunuz ?

 Sedat arabayı durdurup telefonu kapattı, hattı çıkarıp dışarı attı.

 • Ekrem - Ne yapıyorsun ? O kimdi ? 
• Sedat - Melek, bizi bekliyormuş. 
• Ekrem - Sen, benden daha çok korkmuşsun. 
• Sedat - Hadi, şehre akalım. 
• Ekrem - O kadını tanıyorum demiştim sana. Ama beni nasıl olur da korkutmayı başarır. 
• Sedat - Tanıyorsan dönelim kardeşim(!) 
• Ekrem - Tabi ya.. ama.. söyleceğim şey şaka değil. Durdur şu arabayı.. geri dönüyoruz..



Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.
BU SİTE İLE KURULMUŞTUR